Yusuf Dinç - Türkiye 1950-1973 arasını neden kaçırdı? by Yeni Şafak published on 2022-05-28T23:34:42Z İkinci Cihan Harbi sonrasında belli bir süre için dünyaya barış hâkim oldu. 1950-1973 arası dönemi içine alan bu süre, ekonominin altın çağı olarak kaydedildi. Bu dönemde biraz önceki savaşın etkisiyle ekonomik olarak aşırı yıpranan dünya, gerginliklerden özenle uzak durdu. Taş üstünde taş kalmamış ülkeler sürtünmesiz bir ivmelenmeye ihtiyaç duyuyordu. Pek tabii savaşın gerilimiyle hassas bir süreçten Türkiye de tercihini Demokrat Parti’den yana yaparak dünyaya uyum sağlamaya çalışıyordu. Osmanlı’nın son döneminden kalan, İzmir İktisat Kongresi’yle planlanıp hayata geçirilen ve merhum Başbakan Menderes ile sanayileşmesi ve makineleşmesi artan Türkiye hızlı bir büyümeyle gerçekten dünya ekonomileri sıralamasında ileri gitti. Elbette Türkiye ileri giderken dünya da betere gidiyordu. Fakat gene de sürdürülebilir bir performansla 12. sıraya yerleşmişti. İşte belki tam da bu nedenden işler değişmeliydi. Türkiye’nin tutup da ilk 10 ekonomiden birisi olacak hali yoktu ya... Bu gidişe bir dur denilmeliydi. Peki, nasıl? Tabii ki darbeyle... 60 Darbecileri hemen rollerini oynamaya durdu. Yoz, yobaz bir sorgulama, idamlar falan derken Türkiye dünya gayrisafi yurtiçi sıralamasında bir kere de 4 sıra kaybetti. Devam eden yılda bir sıra daha kaybedip, 17 sıraya geriledi. Fakat tutunuyordu. Hala ilk 20 içindeydi. Madem tutunuyordu bir darbe daha... Bu sefer 70 darbecileri sahneye çıktı. Türkiye 14 yıl içinde 7 sıra birden kaybetmiş oldu. Dünya adeta en müreffeh dönemini yaşıyor fakat Türkiye kan kaybediyordu. Daha arada darbe deneyenler mi dersiniz, o dönemde merhum Erbakan’ın temelini atmaya çalıştığı fabrikalarla “çukurlara beton döküyor” diye dalga geçmeye kalkışanlar mı dersiniz... Gene de Türkiye’nin kanı bol görüldü demek ki ilk 20’nin dışına atmak için son darbe de 1980’de vuruldu. Başka ülke olsa çoktan zayi olur giderdi. Fakat Türkiye, merhum Cumhurbaşkanı Özal’lı yıllarda tekrar ilk 20’nin altına indiyse de 2002’ye değin düzen tutturamadı. 2002’den sonraki yükselişinde ise 28 Şubat’ın banka yönetim kurulu üyesi generalleriyle hortumlanan 60 milyar dolar cari açık olarak sürekli ayağına dolandı. Bugün de dolanmaya devam ediyor. Başka bir sürü çelme ile... 28 Şubat’ın bitmiş olduğu düşüncesini bir de cari açık problemi üzerinden okuyun derim. Genre News & Politics